Hikaye anlatımı son dönemlerin popüler konusu. Birkaç yıldır hikayeler ve hikaye anlatıcılığı konularında çok şey yazıldı, konuşuldu. Pazarlamacılar olarak da hepimizin ilgi alanı haline geldi. Ancak biz biliyoruz ki bu konu aslında yeni değil, tam tersi insanlığın birçok hayati konudan önce öğrendiği bir kavram. İnsanların henüz mağaralarda yaşadığı dönemde bile hikayeler vardı. Duvarlara resim çizerek anlatılan hikayeler, hayaller de kurdurarak, insanlığın gelişmesinde büyük rol oynamıştır.

Sizce hikayeleri bu kadar etkili yapan nedir?

Hikayeler beynimizin düşünce yapısına çok uygundur. Beynimiz belirsizliklerden hoşlanmaz. Hikayelerde biliriz ki; sorunun sonunda bir çözüm vardır. Bu yapının bizim içerik pazarlaması stratejimizde de olması gerekir. Çünkü içerik pazarlaması da müşterilerimizin sorunlarına ya da ihtiyaçlarına sunduğumuz bir çözümdür.

Burada tekrar içerik pazarlamasının amacına baktığımızda; tüketiciye fayda sağlayacak bir değer üretmek, onları harekete geçirmek ve müşterilerimizle etkileşim kurmaktır.

Bütün bunları içeriklerimizde anlatacağımız hikayemizle yapabiliriz. Her şeyden önce sunduğumuz ürün ya da hizmetin yani markamızın bir hikayesi olmalı. Bu hikaye bizim tutkumuzu, amaçlarımızı, nasıl bir değer kattığımızı, fark yarattığımız noktaları hedef kitlemizin benimsemesine olanak sağlar. Hikayeler sayesinde onlarla güçlü bir bağ kurabiliriz. Ayrıca markamızı bir insana dönüştürüp, onu müşterilerimizin gözünde “bizden biri” yapabiliriz.

İçeriklerimizle hikaye anlatmak bize ne sağlar?

Hikayeler duygulara hitap eder.

İnsanlar bir şeylere karar verirken beyinde mantık ve mantık dışını etkileyen bölgelerle düşünür. Sadece mantığa yönelik yani ürün fiyatı, özelliği vs gibi konular karar vermede yeterli değil. Yeterince etkili bir içerik de değildir. Mantık dışına yani duygulara da dokunmak gerekir.

İşte burada hikayeler bize yardımcı olur. Hikayeler bizlere sadece bilgi değil, aynı zamanda tecrübe de sunar. Bir hikayeyi dinlediğimiz zaman, hayal gücümüz tetiklenir. Hayal gücü ile edindiğimiz deneyim gerçek tecrübe gibidir. İçerik pazarlamasında da tecrübe paylaşımının ne kadar önemli olduğu yapılan araştırmalarda da gösterilmiştir. (Bunun için COVID-19 sonrasında müşteriler yazıma göz atabilirsiniz)

Böylece hedef kitlemizle bir duygusal bağ kurarak onları harekete geçirebiliriz.

Hikaye dinleyen insan iletişime açıktır.

İnsanlar hikaye dinlerken çatışmaya ya da itiraz etmeye yönelik değil tam tersi bağ kuran, anlam arayan, empati kuran bir hale bürünür. Bu da müşterilerimizle etkileşimi arttırıp onları daha iyi anlamamız için son derece önemlidir.

Kısacası hikayeler hedef kitlemizle aramızdaki bariyerleri kaldırır.

Hikayeler daha fazla akılda kalır.

Günümüzde hepimiz birçok mesaj görüyor ve duyuyoruz. Dikkatimiz çok fazla konuya odaklanabiliyor. Ya da aynı ürün grubu için aynı şeyleri görüyoruz.

Müşterilerimizin dikkatini çekmek, fark yaratmak için hikayeleri kullanabiliriz. Hikayeler müşterilerinizin aklında, sadece ürün bilgisi vermeye kıyasla, 22 kat daha fazla yer edinmenizi sağlar*

Müşterilerinizin aklında nasıl kalmak istiyorsanız, hikayelerinizi de buna göre oluşturmanız gerekir.

İyi hikayeler paylaşılır.

İçeriklerinizde insanların hoşuna giden bir konu anlattıysanız, müşterileriniz de bunu kendi çevresiyle paylaşacaktır. İçerik pazarlamasındaki amacımız etkileşimi arttırmak, müşterilerin kendi tecrübelerini etrafıyla paylaşmasını sağlamak olduğuna göre; marka bağlılığı yaratma konusunda hikayeler içerik üreticilerinin en sevdiği araçlardan biri haline gelmiştir.

Madem ki hikayelerin bu kadar faydası var, içeriklerinizi hazırlarken iyi bir hikaye anlatıcısı olmaya ne dersiniz?

Sevgiyle…     

Write A Comment