Farklı dillerin konuşulduğu, bambaşka hassasiyetlerin yaşandığı ve alışkanlıkların değiştiği geniş bir coğrafyada dijital strateji geliştirmek… kulağa kolay geliyor olabilir ama aslında işin en zor kısmı tam da burada başlıyor.

Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz dijital varlık stratejisi atölyesi bana bir kez daha gösterdi ki, mesela sadece teknolojiyi yönetmek değil. Asıl mesele, insanları, kültürleri ve davranışları anlamak. Çünkü biz sadece bir web sitesi ya da sosyal medya hesabı yönetmiyoruz; onlar üzerinden bir anlam inşa etmeye çalışıyoruz.

Aynı Başlık, Farklı Gerçeklikler

Projemiz çok geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Ama mesela sadece ülke sayısı değil; her irinin dili, hassasiyeti, beklentisi ve davranışı farklı. “Dijital varlık” dediğimiz kavram bile ülkeden ülkeye değişebiliyor. Bir yerde eğitim platformu ağır basarken, başka bir yerde sadece sosyal medya platformu gibi algılanabiliyor. Bu da bize şunu hatırlatıyor: Tek bir çözümle herkese hitap etmek neredeyse imkansız.

Ortak Dil Kurmak, Teknikten Daha Zor

Teknik sorunları bir şekilde çözeriz. Ama herkesin anlayacağı ve sahipleneceği ortak bir dil yaratmak çok daha zor. Atölyenin en önemli çıktısı buydu.

Hem B2B hem B2C tarafı kapsayacak şekilde anlamlı, sade ve stratejik bir isimlendirme oluşturmanın önemini çok net şekilde gördük. Ortak bir dil olmadan en iyi teknolojik alt yapı bile etkisiz kalıyor.

Yerel İçgörülere Güvenmek Zorunlu Ama Zorlayıcı

Tüm detaylara merkezi ekip olarak hakim olmamız mümkün değil. Yerel partnerlerin bilgi ve deneyimlerine güvenmek zorundasınız. Ancak onların içgörü çıkarma ve pazarlama perspektifleri de çok farklı olabiliyor. Bu da bize yeni bir sorumluluk yüklüyor: Sadece güvenmek yetmez, yerel ortaklarımızı içgörü üretmeye teşvik etmek ve bu alanda güçlendirmek gerekiyor.

Ortak İçerik Kolaydır, Duysal İçgörü Zordur

Herkes için geçerli ortak bir materyal üretmek işin kolay kısmı. Ancak her ülke için anlamlı olacak duygusal içgörüler bulmak ve bunu materyallere, içeriklere, aksiyonlara yansıtmak işin zor kısmı. Bunun için insanları, alışkanlıkları ve gündelik hayatı anlamak gerekir

İşte bu yüzden gerçek etki, “sadece doğru mesajı vermek” ile değil, insanlara dokunan bir anlam yaratmaktan geçiyor.

Gerçek Kazanım: Perspektif

Atölyenin sonunda elimizde hiç bilmediğimiz sihirli bir çözüm olmasa da değerli bir şey vardı: Perspektif. Dijital varlık stratejisi bir teknoloji işi değil; bir kültürü anlama ve ona uyum sağlama işi. Web sitesi, sosyal medya hesabı, eğitim platformu ya da e-posta kanalı… bunların her biri sadece araç. Asıl mesele, bu araçların farklı kültürlerde nasıl anlam bulduğunu anlamak ve stratejiyi buna göre şekillendirmek.

Dijital Strateji: İşin Özü

Dijital strateji, teknik alt yapıdan çok daha fazlasıdır. Gerçek başarı; insanları, dilleri, kültürleri ve hassasiyetleri anlamaktan geçer. Çünkü araçlar birbirine bağlanır, entegrasyon yapılır; ama gerçek bağ, insanlarla kurulur.