İçerik pazarlamasının önemi ile ilgili birçok içerik görmüşsünüzdür. Son zamanlarda konuştuğumuz şeyler, içerik pazarlamasının ne kadar faydalı olduğu ve nasıl yapılacağı ile ilgili oluyor. Etkili bir içerik pazarlamasının püf noktalarına değiniliyor. Bu konu çok basit yapılabilirmiş gibi yazılıp çiziliyor. Ancak her konuda olduğu gibi tabi ki iyi bir içerik pazarlamasının da zorlayıcı tarafları var. Bu yazımda sizlere işte bu, hemen hemen tüm içerik pazarlamacılarının yaşadığı, zor taraflardan bahsedeceğim.

Bunlar: İçerik yaratımı, strateji, içerik kanalları, ölçümleme, bütçesel nedenler olarak sıralanıyor. Burada ilk iki konuyu detaylı ele almaya çalışacağım.

Geçmişte En Zorlayıcı Konular

Bundan 5 yıl önce, 2015 yılında Curata tarafından yapılmış bir çalışmada içerik pazarlamasının en zorlayıcı yanı “yetersiz kaynak” olarak tespit edilmiş. Kaynaktan kast edilen şeyler; zaman, bütçe, yeterli çalışan gibi faktörler.

Günümüzde ise şirketler bu alana çok fazla yatırım yapıyorlar. CMI tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan güncel çalışma sonuçlarına göre; çalışmaya katılan şirketlerin sadece %35’inde içerik pazarlamasına özel çalışan yok. Yani şirketler %65 oranında sadece içerik pazarlaması üzerine çalışan kişiler istihdam ediyor.

Geldiğimiz noktada artık içerik üretimine bolca kaynak ayrılmaya çalışılırken, şirketler bünyesine içerik üreticisi, sosyal medya yöneticisi, SEO yöneticisi, tasarımcı, içerik pazarlama yöneticisi, içerik pazarlama stratejisti gibi pozisyonları katıyor.

Peki Nedir Günümüzde Zorlayıcı Durumlar?

Günümüzde o kadar çok içerik üretiliyor ki, yıl öncesindeki zorlayıcı taraflar bile artık daha farklı.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, şu anda en zorlanılan alan “İçerik yaratımı”

Çalışmaya katılan kişilerin %63’ü içerik yaratma konusunda zorluk yaşadığını ve bu hizmeti %86 oranında dışarıdan temin ettiklerini belirtiyor.

Evet bir iş yönetimi, bir ürün yönetimi esnasında içerik üretimi için yeterli yaratıcılığı kendimizde bulamayabiliriz. Bunu dışarıdan destek alarak sağlamak çok mantıklı bir yöntem. Çünkü çoğu zaman bu konuda yaratıcı ekibi olan, teknik konulara hakim kişilerin çalıştığı bir ajans bu süreci daha iyi yönetilebiliyor.

Ancak yine araştırmalar gösteriyor ki; şirketler kendi içerikleri hakkında bilgi sahibi olan iş ortakları bulurken %69 oranında zorlanıyor. Sonrasında ise; bütçesel nedenler (%51) ve hedef kitleyi iyi tanımak ve empati kurmak (%43) ile ilgili sorunlar geliyor.

Burada aslında en başa dönmek gerek. İçerik belirlerken kendi uzman olduğumuz alan ve hedef kitlenin karşılanmayan ihtiyacının kesişim noktasını bulmak gerekiyor.

Ürününüzün bulunduğu alanda bilgi sahibi olduğunuzdan ve hedef kitlenizi iyi analiz ettiğinizden emin olduktan sonra, ihtiyaca yönelik, sizin değer üretebileceğiniz bir ana içerik konunuz olmalı.

Değerli İçeriği Nasıl Üretiriz?

Bu konuda değerli içerik üretmenin yolu, ürettiğiniz diğer içeriklerdeki etkileşimi iyi analiz etmek ve müşterilerinizi çokça dinlemekten geçiyor. Örneğin sizin daha önce gündeme getirdiğiniz bir konu, yeni müşterilerinizin hala merak ettiği bir şey olabilir. Ya da eski müşterileriniz için anlaşılamayan bazı noktalar olabilir.

Bir diğer yöntem olarak da; ürününüzle ilgili tecrübelerini aktaran kişilerin deneyimlerini iyi analiz edip, müşterilerin kendi aralarındaki diyaloglarından da anlık içerik ihtiyaçlarını tespit edebilirsiniz.

Yani ne kadar çok etkileşim, o kadar ihtiyaç tespiti anlamına geliyor.

Bir diğer konu ise; bilgi sahibi olduğumuz alan. Yani seçtiğimiz ana içerik konusu.

Backlinko’nun kurucusu Brian Dean

“Eğer tuvalet tamiri hakkında içerik hazırlamak isterseniz, bir metin yazarını değil bir tesisatçıyı işe almanız gerekir.”

diyor.

İşte içerik konumuzun uzmanlığımızla ilgili olması gerektiğini çok iyi açıklayan özet bir cümle. Evet, siz bir tesisatçı iseniz; müşteri ihtiyacı, onların gündemi, bu konudaki piyasa koşulları vs. gibi konular zaten sizin içeriklerinizi oluşturacaktır.

İçerik konunuz sizin uzmanlık alanınızla ilgili ise; günlük yaşantınızda size en çok sorulan sorular, en çok gelen yorumlar da bununla ilgili olacağından aslında bir bakıma piyasanın nabzını tutmuş olacaksınız. Bir içerik üreticisi iseniz, uzmanlık alanınızla ilgili konuştuğunuz, size sorulan her şey, detayları ile birlikte, size bir ya da birden fazla ana içeriğe hizmet eden konu olarak dönecektir.

İkinci Zorlandığımız Alan: Stratejik Konular

Çalışmalar içerik stratejisi olan (örneğin bir hedef, zaman planı, kanallar, içerik paylaşımı frekansları gibi), hatta bunu yazılı olarak yapan şirketlerin etkili ya da çok etkili olduğu ve kriz anlarında hızlıca değişiklik yapabildiklerini gösteriyor.

Dolayısıyla, kendi pazarlama planınızın yanı sıra, vizyon ve hedeflerinize uygun içerik pazarlaması stratejisi yapmanız son derece önemli. Evet etkileşimlere göre bir takım esnemeler tabi ki olacaktır ancak ürününüze hizmet edecek içerik konusunu belirlerken stratejinizi de iyi çalışmalı ve sağlam temellere oturtmalısınız.

Bir içerik pazarlaması stratejisi kurgularken; öncelikle kendi pazarlama hedef ve stratejilerinizi iyi ortaya koymak çok önemli.

Sonrasında hedef kitle analizi geliyor. Bu konuda empati haritaları, müşteri yolculuğu, personalar, pazar araştırmaları size yardımcı olacaktır.

Yukarıda bahsettiğimiz şekilde, uzman olduğunuz konu ile bu analizleri kıyaslayarak ihtiyaç duyulan içerik konusunu belirledikten sonra bir görev ve zaman planı yaparak stratejinizi tamamlayabilirsiniz.

Bizi en çok zorlayan iki başlığa detaylarıyla değinmeye çalıştım.

Etkili bir şeyler yapmak için çaba göstermek, iyi analizler yapmak, stratejiyi oluşturmak ve her şeyden önemlisi de bunların sürekliliğini sağlamak önemli. Bu içerik pazarlamasında da böyle. Ancak zorlandığımız zamanlar olsa da, güzel sonuçlar almak için sizce de buna değmez mi?

Siz bu araştırma sonuçlarına katılıyor musunuz? Zorlandığınız başka alanlar var mı?

Sevgiyle,

Write A Comment