İnsanlar neden içerik tüketiyor hiç düşündünüz mü? Mesela ben genellikle bir şeyleri öğrenmek ya da keyifli vakit geçirmek için ilgimi çeken konulardaki içeriklerle çokça vakit geçiriyorum. İçerik üretirken, hedef kitlemizle bu içerikleri paylaşırken amacımız nedir? Bir hedef kitleyi, marka farkındalığından başlayarak, ürünümüzü satın alıp, deneyimleyecek sonra da ürün avukatı haline getirecek etkileşimi yaratmak için içerikler üretiyoruz. Pazarlama hedefimize göre değişmekle birlikte, çoğu zaman faydalı ve değerli bilgiler üretirken hedef kitlemizin eğitimine katkı sağlamak istiyoruz. Peki sizce eğitici içerik tüketirken, hedef kitlemiz nasıl öğreniyor? Öğrenirken hangi yöntemlerden keyif alıyor? İşte size müşterilerinizin 4 farklı öğrenme stili…

11th Annual B2B Content Marketing, Benchmarks, Budgets and Trends raporuna göre, içerik pazarlamasının;

%87 oranında marka farkındalığı yarattığı,

%81 oranında müşteri güvenini sağladığı,

%79 oranında ise hedef kitlenin eğitimine katkı sağladığı belirtilmiş.

Bu gerçekleşen sonuçlar aslında bir müşterinin markamızla temas etmesinden önceki döneminden başlayıp, ürünümüzle yaşadığı deneyimlere kadarki tüm yolculuğu kapsıyor.

Tüketiciler bilgi edinmek, bir şeyler öğrenmek ve bunu eğlenceli bir şekilde yapmayı tercih ediyor.

“Müşterilerimizin eğitimine katkı sağlamanın, markamıza ne katkısı var?”

diye düşünebilirsiniz. Tüketicilerin bilmedikleri bir konuyu aydınlatmanız markanıza güven duymalarını sağlayacağı gibi, yeni bir ürün lansmanında, yeni bir hedef kitleye odaklandığınızda, ya da ürününüzün farklı bir kullanımı ile ilgili onları bilgilendirdiğinizde kendinize yeni bir pazar oluşturmuş olacaksınız.

Ürün ve hizmetlerinizin doğru şekilde, uygun sayıda/sürede kullanımı için hedef kitlenize eğitici bilgiler vermelisiniz.

Aynı zamanda, içerik pazarlamasında ana içerik konumuz uzman olduğumuz konu olacağı için, bu konuda rekabetten sıyrılmak ve bu alanın en bilinen ve güvenilen markası olmak için de içerikler paylaşıyoruz. İşte bu içeriklerin çoğu genelde eğitici içerikler oluyor.

Bir düşünün arama motorlarında en çok arama yaptığınız konuların yüzde kaçını bir şey öğrenmek için yapıyorsunuz?

Eğitici İçeriklerde Nelere Dikkat Etmeliyiz?

İçerik pazarlamasında hedef kitlemizi iyi tanımanın öneminin ne kadar büyük olduğunu söylememize gerek yok sanırım 😊

Aslında bu temel pazarlama yaklaşımıdır. Ürünün sahibi tüketicilerimizdir. Çünkü bizler onların ihtiyaçlarına çözüm bulmayı hedefliyoruz.

Günümüz pazarlama yaklaşımında olduğu gibi, içerik pazarlamasında da insan odağı ön plandadır.

Bu durumda onlara gerçekten fayda sağlamak için; eğitici içeriklerimizi oluştururken, hedef kitlemizde her türlü öğrenme stilinden kişiler olacağını unutmamalıyız.

Belki tek bir içerikte hepsine hitap etmek zorlayıcı olsa da, içeriklerimizi çeşitlendirerek daha yaygın bir hedef kitleye ulaşmamız mümkün.

İçerik türleri arasında eğitim içerikleri, slayt sunumları, infografikler, eğitici videolar, kitaplar eğitici içerik üretme konusunda bizlere yardımcı olan araçlardır.

Tüketicilerin Öğrenme Stilleri Neler?

İçerik pazarlamasında hedef kitlemizle etkileşim kurmayı da hedefliyoruz. Etkileşime geçen kişiler bir bakıma öğrenme sürecine de katılıyorlar. Ancak bir kısım müşterimiz de bu etkileşimi sadece gözlemleyerek de bir şeyler öğrenebilir.

Yani aslında insanları ne kadar işin işine katabilirsek, toplamda herkes için etkileşimli ve akılda kalıcı bir ortam yaratmış oluruz.

Yetişkinlerin öğrenme stilleriyle ilgili 4 ana gruptan bahsedilir.

Bunlar: Aktivistler, Teorisyenler, Yansıtıcılar, Pragmatistler.

Şimdi gelin bu stilleri teker teker inceleyelim:

Aktivistler:

Öğrenme esnasında aktif olmayı ve uygulama yaparak öğrenmeyi tercih ederler. Yeni tecrübeler yaşamaktan çekinmezler. Bu tarz kişilerle bulmaca çözme, beyin fırtınası, yarışma, grup çalışmaları yapılabilir. Ayrıca dijital ortamlarda onlara deneyim yaşatmak için 3 boyutlu teknolojiler tercih edilebilir.

Teorisyenler:

Bu gruptaki kişiler genelde bilginin ana çıkış noktasını bilmek, gerekli dataları görmek varsa modelleri incelemek yani kısacası işin bilimsel kısmını ve referansları bilmek ister. Bu kişilere teoriyi vermek, model göstermek, istatistik sunmak etkili olacaktır.

Yansıtıcılar:

Bu kişiler olaylara adım atmak yerine, gözlem yapmayı tercih ederler. Sonrasında gözlemleri hakkında düşünmeye ihtiyaç duyarlar. Ayrıca farklı bakış açılarını da duymak ve irdelemek isterler. Bu gruptaki tüketicilerimizle; başkalarının geri bildirimini paylaşmak, ikili tartışmalar ve karşıt fikirleri de göstermek faydalı olacaktır. Dijital platformlarda yarattığımız etkileşimleri de gözlemlemek, onların öğrenme sürecinde etkilidir. İyi müşteri deneyimlerine bu açıdan da dikkat 😊

Pragmatistler:

Bu grup kişiler öğrendiği bilgiyi gerçek dünyada deneyimlemek isterler. Bu yüzden onlara en uygun öğrenme stili vaka çalışmaları olacaktır. Öğrendiği bilgiyi pratikte kullanması için biraz zaman gerekse de sonuçta kendi deneyimiyle birleştirdiği bilgiyi daha fazla hatırlayacaktır.

Eğitici İçerik Üretirken Öğrenme Stillerini Nasıl Kullanacağız?

Genelde bir topluluğa hitap ederken bu öğrenme alışkanlıklarını göz önünde tutmamız gerekir. Çünkü topluluk her tarzda insandan oluşuyor. Ancak tek bir içerikte, örneğin bir blog yazısında, bütün stillere hitap edemediğimiz takdirde, farklı içerik türleri üretmek gerekecektir.

Ayrıca eğitim içeriği ya da sunumlar üretmeyi de deneyebilirsiniz…

Siz nasıl öğrenmeyi tercih edersiniz?

Sevgiyle…

Write A Comment